Üretim ve yatırıma fren, ithal tüketime devam

Parasal sıkılaştırma esaslı programın bir yılı aşan uygulama süresinde ithalattaki küçülme ile cari açık önemli oranda kapanırken, toplam ithalattaki gerileme esas olarak ekonominin üretim ayağında kullanılan ara mallarının dış alımındaki azalmadan kaynaklandı, tüketim malı ithalatı ise dur durak bilmedi.

Bu yılın ilk dokuz ayı ve son bir yılda dış ticaret tablosunda iyileşme şeklinde algılanan gelişme yanıltıcı bir nitelik taşıyor, gerçekte aleyhte bir gidişata işaret ediyor. Toplam ithalatta yaşanan düşüş ithal tüketimin kısılması yerine, imalat sanayii başta üretimde frene basılmasından kaynaklanıyor. Ekonominin üretim ayağındaki canlılıkla orantılı olan hammadde/ara mallarının dış alımı kısılırken, tüketim ithalatı tersine artmaya devam ediyor. Ara malı ithalatındaki sert düşüş, üretimdeki ivme kaybına bağlı ekonomik daralmayı gösteriyor. Tüketim malı ithalatının ise haziran sonuna kadar olan dönemde hız keserek düşme eğilimine girmesine rağmen, ağustosta yeniden artışa geçtiği ve eylülde bu ivmenin belirgin biçimde arttığı dikkati çekiyor.

İthal tüketime bir yılda 52,3 milyar dolar

Ticaret Bakanlığı, kendi kayıtlarına göre eylül ayındaki ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) en son ağustos sonuna kadar olan döneme ilişkin açıkladığı aylık verilerle bunu birleştirerek yılın ilk dokuz ayındaki dış ticaret tablosunu açıkladı. Buna göre eylülde toplam ithalat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,4 düşüşle 27 milyar 129 milyon dolar oldu. Toplamda en büyük ağırlığa sahip olan hammadde/ara malı ithalatı eylülde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,2 düşüşle 18 milyar 361,2 milyon dolara gerilerken, tüketim malı ithalatı yüzde 12,1 artışla 4 milyar 232,1 milyon dolara yükseldi. Yatırım malı ithalatı da 5,9 artarak 4 milyar 371,6 milyon dolar oldu. Buna göre aylık bazda tüketim malı ithalatı, yeni yatırımların habercisi olan yatırım malı ithalatı ile yaklaşık başa baş gerçekleşti. Geçen yıl eylülde tüketim mallarının toplam ithalatta yüzde 13,7 olan payı bu yıl yüzde 15,6’ya çıktı.

İlk dokuz ayda yüzde 7,9 düşüşle 252 milyar 868,1 milyon dolar olan toplam ithalat içinde ara mallarına ödenen fatura yüzde 12,9 küçülerek 175 milyar 786,5 milyon dolara gerilerken, ithal tüketimin faturası yüzde 13,5 artarak 38 milyar 805,2 milyon dolara yükseldi. Yatırım malı ithalatının da yüzde 1,2 düşüşle 37 milyar 824,5 milyon dolara gerilediği ocak-eylül döneminde tüketim malı ithalatı bu amaçla yapılan toplam ithalat tutarının üzerine çıktı. Geçen yıl ilk dokuz ayda tüketim mallarının toplam ithalatta yüzde 12,5 olan payı bu yıl aynı dönemde yüzde 15,3 düzeyinde oluştu.

Türkiye eylül sonu itibarıyla son bir yılda 340 milyar 307,2 milyon dolarlık ithalat yaptı. Yıllık ithalat önceki bir yıllık dönemdeki hacmin yüzde 7,3 altında kaldı. Son bir yılda ara malı ithalatı yüzde 14 azalarak 235 milyar 255,4 milyon dolara gerilerken, tüketim malı ithalatı yüzde 20,4 artışla 52 milyar 266 milyon dolara ulaştı. Son bir yılda, önceki bir yıllık döneme göre 38,2 milyar dolar daha az ara malı, buna karşılık 8,9 milyar dolar daha fazla tüketim malı ithal edildi. Önceki bir yılda tüketim mallarının toplam ithalat faturasında yüzde 11,8 olan payı, son bir yılda yüzde 15,4’ü buldu. Yatırım malı ithalatı da yıllıklandırılmış tutarlara göre yüzde 5,7 artışla 52 milyar 742,3 milyon dolar oldu.

Eylülde yeniden ivmelendi

Ekonomide görev değişimi ile 2023’ün ikinci yarısından itibaren başlatılan parasal sıkılaştırma esaslı yeni ekonomik programın uygulama döneminde, hammadde/ara mallarının ithalatında aylık bazda düşüş eğilimi güçlenerek devam ederken, önceki dönemde çok hızlı artan nihai tüketim mallarının ithalatı da aylık bazda hız keserek artmaya devam etmiş ve ilk kez bu yıl temmuzda düşüş göstermişti. TÜİK’in ağustos verilerine göre tüketim malı ithalatı anılan ayda düşük oranda da olsa yeniden artışa geçerken, Ticaret Bakanlığının eylül ayı verilerine göre ise artış ciddi anlamda ivme kazandı.

Eylül 2023’te yıllık artışı yüzde 37,2 olan tüketim malı ithalatı, ekimde yüzde 78’le aylar itibarıyla yeni dönemin en yüksek ikinci artışını kaydetmiş, izleyen aylarda ise bu ithalatta yıllık artışlar giderek hız kesmişti. Önceki yılın aynı aylarına göre tüketim malı ithalatında kasımda yüzde 39,7, aralıkta yüzde 26,7 olan artış oranı, bu yıl ocakta yüzde 13,6, şubatta yüzde 26, martta yüzde 19,4, nisanda yüzde 34,1, mayısta yüzde 20,1 olmuş, haziranda yıllık artış yüzde 5’e düşmüştü. Temmuz ayında ise söz konusu ithalat yüzde 3,2 ile 25 ay sonra ilk kez düşüş kaydetmişti. Ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,9’la yeniden artış moduna geçen tüketim malı ithalatında eylül aylarına göre artışın yüzde 12,1’e yükselmesi dikkati çekti.

Büyümeye etkisi ne olur?

Bu yılın ilk dokuz ayı ve son bir yıldaki gerçekleşmeler, dış ticaret ve cari işlemler açığındaki kapanmanın ihracattaki artıştan çok, ithalattaki sert düşüşten; bunun da ekonominin üretim ve yatırım ayağında frene basılmasından kaynaklandığına işaret ediyor. İthal tüketim mallarının kullanımındaki artışla, iç talep görece yüksek düzeyini korurken, içeride üretimin daralmasının da etkisi bulunuyor.

GSYH büyümesine etki eden faktörlerden biri de “net ihracat” (ihracat-ithalat). Toplam ithalattaki küçülmenin, ithal tüketimdeki büyüme ile özellikle üçüncü çeyrekte hız kestiği görülüyor. Tüketimdeki artış büyümeye pozitif etki yaparken, dış ticaret açığındaki küçülmenin hız kesmesi, net ihracatın büyümeye pozitif etkisini sınırlıyor. İthalattaki azalmanın üretici kesimin girdi kullanımındaki azalmadan kaynaklanması ise üretimde frene basıldığını gösteriyor. Sürdürülebilir büyüme açısından hayati önem taşıyan ekonominin üretim ayağında yaşanan daralma ve aynı zamanda üretim ve istihdam artışı için gerekli yeni yatırımlar cephesindeki iştahsızlık, büyüme açısından olumsuz gösterge niteliğinde. Bu arada üretimdeki kan kaybına karşılık ithal tüketimdeki inatçı büyüme eğilimi, aynı zamanda, orta ve uzun vadede dış ticaret açığının yeniden büyüme sürecine girme olasılığının da habercisi.

 

 

Başa dön tuşu