Nagihan KALSIN
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, mevcut durumda 3 ay vadeli mevduat faizlerinin ortalama yüzde 67-68 civarında seyrettiğine değinerek, “Bu durumda çok ciddi reel getiri olduğu aşikar. Dolayısıyla zaten bunu piyasa hareketlerinden de görüyoruz. Burada sadece sözde kalmıyor, insanların çok hızlı bir şekilde yurt içi yerleşiklerin vatandaşlarımızın dövizlerini bozdurup Türk lirasına geçtiğini görüyoruz. Burada net bir pozitif getiriden kesinlikle söz edebiliriz” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Başkan Yardımcıları Cevdet Akçay ve Hatice Karahan ile yılın ikinci Enflasyon Raporu’nu dün açıkladı. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, 2024 yıl sonu enflasyon tahminini 2 puan yukarı güncelleyerek yüzde 38’e çektiklerini ve 2025 ve 2026 tahminlerini sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde koruduklarını bildirdi.
Enflasyon yüzde 75-76’yı görecek
Karahan, “Enflasyonda zirveyi mayısta göreceğiz. Bu çok net. Zirvenin mayıs ayında olmasının bir sebebi geçen seneden kaynaklanan baz etkisi. Şu anki hesaplamalarımıza göre baz etkisi ve 25 metreküp altındaki ücretsiz doğal gaz kullanımının sona erecek olmasının etkisiyle, diğer fiyat gelişmelerini de göz önünde bulundurduğumuzda enflasyonda zirvenin yüzde 75-76 civarında olacağını öngörüyoruz” dedi.
Enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bozulma olması halinde ek sıkılaşma yapmaya hazır olduklarının da altını çizen Fatih Karahan, “Enflasyon, hedeflerimizle uyumlu seviyelere gerileyene kadar sıkı para politikası duruşumuzu korumakta kararlıyız, enflasyon görünümünde kalıcı bozulmaya kesinlikle izin vermeyeceğimizi de vurgulamak isterim” açıklamasını yaptı. Karahan, yılın geri kalanında enflasyonun istikrarlı olarak gerileyeceği bir dezenflasyon döneminin yaşanacağını da anlatırken konuşmasının soru-cevap bölümünde de “Ana hedefimiz dezenflasyon” vurgusunu yaptı.
Hane halkı beklentileri toparlanacak
Hane halkının beklenti oluşumunun daha farklı gerçekleştiğini bildiren Karahan, “Piyasa katılımcıları beklenti oluştururken daha çok makro ekonomik görünüme, enflasyon verilerine ve detaylarına, para ve maliye politikası duruşuna bakıyor” ifadesini kullandı.
Hane halkının daha çok gerçekleşen enflasyonlar üzerinden hareket ettiğine işaret eden Karahan, “Hatta gerçekleşenden de öte market alışverişi tarzı hissedilen enflasyon da olabilir. Burada kalıcı düşüş oldukça, enflasyon beklentilerinin hane halkı tarafında da toparlanacağını düşünüyorum. Bu konuda tavrımız net. Biz sıkı para politikası duruşumuzu koruduğumuz sürece, aylık enflasyonun ana eğilimi düştükçe bu hane halkına da yansıyacaktır. Oradaki beklentileri de destekleyerek dezenflasyonist ortama katkı verecektir” değerlendirmesini yaptı.
Rezervlerde iyileşme var
Başkan Fatih Karahan, swap hariç net rezervlerde son 2 haftada 18 milyar dolarlık ek iyileşme görüldüğünü, böylece swap hariç net rezervlerin 34 milyar dolar arttığını bildirdi.
Karahan, marttaki faiz artışı ve makro ihtiyati düzenlemeler sonrasında ticari kredi faizinin yaklaşık 14 puan, tüketici kredisi faizinin 18 puan ve mevduat faizinin 15 puan artırıldığına dikkati çekti. Kredi faizlerinin geldiği seviyenin kredi büyümesinin yavaşlamasına ve iç talebin dengelenmesine katkı vereceğini ifade eden Karahan, “Türk Lirası mevduat faizlerinin seviyesi ise sistemde TL mevduat payı artışını desteklemektedir.
Nitekim son veriler, yabancı para mevduattan Türk Lirası mevduata geçişin hızlandığına işaret etmektedir. Attığımız sıkılaştırıcı adımlarla, nisan ayında tüketici kredisi büyümesi zayıflayarak 2023 yılı son çeyrek ortalamasının da altına gerilemiştir” dedi. Söz konusu adımlar sonrasında TL ticari kredi büyümesinin gerilediğini dile getiren Karahan, şöyle devam etti: “Son dönemde yabancı para kredilerin arttığını gözlemliyoruz.
Şubat ve mart aylarındaki yabancı para mevduata yönelik güçlü talep, mart ayında alınan kararlarla hızlı bir şekilde ortadan kalkmıştır. Nisan ayında TL mevduat 539 milyar lira artarken, parite etkisinden arındırılmış yabancı para mevduat ve kur korumalı mevduat, sırasıyla 6,2 milyar dolar ve 19 milyar lira azalmıştır.” Karahan, son 8 ayda Türk Lirası mevduat payının yaklaşık yüzde 32’den yüzde 44’e yükseldiğini, KKM’nin payının yüzde 26’dan yüzde 14’e gerilediğini belirtti.
Piyasadan 1 trilyon likidite çekildi
Karahan, geçen yılın ağustos ayında 140 milyar dolar seviyelerinde olan Kur Korumalı Mevduattaki (KKM) toplam bakiyenin gelinen noktada 70 milyar dolar civarına indiğini bildirdi.
Karahan, KKM kur farkı ödemelerinin ve 2023 son çeyreğinde artan TCMB taraflı swap bakiyesinin yol açtığı likidite fazlasını sterilize ettiklerini belirterek zorunlu karşılıklarda yapılan artışlarla piyasadan 1 trilyon TL’den fazla likidite çektiklerini bildirdi. Rezerv birikimi planlarına ilişkin soruları da yanıtlayan Karahan, “Son dönemde Türk Lirası’na ciddi talep var. Bunu iyi yönetebilmek adına döviz biriktirdikçe ve rezerv pozisyonumuzu düzelttikçe swapları kapatarak gitmeye çalıştık. Fakat her dönem vadesi gelen swap bakiyesi yeterli olmayabiliyor. Dolayısıyla likidite fazlası ortaya çıkabiliyor.
Bu birkaç gündür ortaya çıkan bir durum. Açık piyasa işlemlerinde yeniden borç alan konumuna geçtik birkaç gündür. Bu yüzden depo ihalelerini hemen açtık. Bu konuda çok dikkatli olmaya gayret ediyoruz. Şu an için bunun geçici olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla bir süre depo ihaleleriyle devam edeceğiz. Kalıcı bir durum öngörülmesi durumunda farklı enstrümanlarımız olabilir” diye konuştu.
“Kur aşağı ya da yukarı oynayabilir”
Türk Lirası’nın değeri konusunda Bankanın duruşunun sorulması üzerine Karahan, kur hedeflerinin olmadığını söyledi. Karahan, kurun serbest piyasa koşullarında, arz-talep dengesiyle oluştuğuna dikkati çekerek, bu doğrultuda dönem dönem dövize, dönem dönem de Türk Lirası’na talebin artabileceğine dikkati çekti. Esas amaçlarının dezenflasyon olduğuna işaret eden Karahan, “Bunu sıkı para politikası duruşuyla, talepteki dengelenme üzerinden yapmak istiyoruz” dedi. Karahan, sıkı para politikası duruşu çerçevesinde Türk Lirası’nın güçlenebileceğini belirterek, faizlerin geldiği seviye ve enflasyondaki düşme ihtimali göz önünde bulundurulduğunda hem yurt içi yerleşiklerden hem de yurt dışından talebin artabileceğini bildirdi. Karahan, bu kapsamda kurun aşağı ya da yukarı yönlü hareket edebileceğini ifade etti.
Karahan: Konut fiyatlarında yaşanan yavaşlama kira artışını sınırlayacak
Konut piyasasındaki gelişmeleri öncü gösterge olarak yakından takip ettiklerini belirten Karahan, “Enflasyondan korunma saiki ile artan talep ve depremin yol açtığı arz-talep dengesizlikleri konut fiyatlarında yüksek oranlı artışlara sebep olmuştu. Söz konusu gelişmelerin etkileri, kiralara gecikmeli ve belirgin bir şekilde yansımaktadır.
Parasal sıkılaştırma sonrasında ise, konut fiyatlarındaki artış hızı önemli ölçüde yavaşlamıştır. Konut fiyatlarının artış eğilimi tüketici enflasyonundaki eğilimin altında seyretmektedir. TCMB bünyesinde yapılan çalışmalar, diğer unsurların yanı sıra konut fiyatları değişiminin, kira enflasyonunu aynı yönde etkilediğine işaret etmektedir. Dolayısıyla, konut fiyatlarındaki yavaşlamanın, ilerleyen dönemde gecikmeli olarak kira artışını sınırlayabileceğini değerlendiriyoruz” açıklamasında bulundu.
“500 TL ve 1.000 TL’lik banknotlara ihtiyaç varsa gerekli adımları atarız”
TCBM Başkanı Fatih Karahan, ‘önümüzdeki dönemde 500 TL ve 1000 TL’lik banknotlar basılacağı ve yeni para basma makinelerinin satışa çıkacağı’ yönündeki iddialara da cevap verdi. Karahan, şunları söyledi: “Paranın kendisi ortada yokken, bununla uyumlu banknot makinesi nasıl oluyor bilmiyorum. Üst değer banknota ihtiyaç olup olmadığı birçok faktöre bağlı. Makroekonomik ve finansal analizlere, teknik olarak yapılan değerlendirmelere göre karar veriyoruz. Bu kapsamda tedavüldeki kompozisyonun değişimini de dikkate alıyoruz. Bu yaptığımız analizler sonucunda ihtiyaç görülürse gerekli adımları atacağız.”
Akçay: Bizim işimiz endişeleri yönetmek
Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay da bir soru üzerine enflasyon tahminindeki kaymanın çok önemli olmadığını, değişik senaryolarda yüzde 36 hedefinin tutturulmasının mümkün olduğunu söyledi.
Martta yaptıkları sıkılaşmanın etkisini nisanda görmeye başladıklarını anlatan Akçay, şunları kaydetti: “Genelde etkiler 6-9 ay gecikmeyle gelir. Biz sadece politika faizini artırmadık. Yanında bazı finansal kısıtlar da getirdik. Biz biraz daha güvenli noktaya yüzde 38’e çektik ama bandın üst tarafını kesinlikle aşacağımız kanaatinde değiliz. Yüzde 42’inin içinde kalma ihtimalimizin çok yüksek olduğunu düşünüyoruz.
Bizim işimiz aslında endişeleri yönetmek. İyi senaryoyu çok fazla baz alarak gitmiyoruz, sapmalarımız daha çok endişe tarafında. Sert inişin zorunlu olduğu durum vardı. Aktarım mekanizmanız zayıfsa sert iniş kaçınılmaz. Bizim uzun zamandır yapmaya çalıştığımız mekanizmayı güçlendirmek. Marttan itibaren bu mekanizmayı güçlendirdiğimiz kanaatindeyiz. İleriye dönük beklentilerimiz son derece olumlu. Bandın genişliği konusunda içimiz rahat.”
Şimşek: Net rezervler swap hariç yükseldi
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, X (Twitter) hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda ekonomik programdaki son gelişmelere ve göstergelere yönelik değerlendirmeler bulundu. TCMB’nin döviz pozisyonunun giderek iyileştiğini söyleyen Şimşek, swap hariç net rezervlerin nisan başından bu yana 26,7 milyar dolar arttığını belirtti. Uygulanan ekonomik programın çalıştığını dolasıyla cari açıkta düşüş ve makro finansal istirarda güçlenme ve güvenin arttığını ifade eden Şimşek “Azalan dış finansman ihtiyacı ve hızlanan dış kaynak girişiyle rezervlerdeki olumlu seyir devam edecek” ifadelerini kullandı.