Merkez Bankası’nın politika faizi paralelinde aşırı yükselen faiz getirisi dolayısıyla banka mevduatı son bir yılda enflasyonu yenerek reel getiri sağlarken, mutedil bir seyirle artışı enflasyonun altında kalan dolar ise reel kayıpla yatırımcısını adeta ters köşeye yatırdı. Geçen yıl dolar bozdurarak TL mevduata geçen bir yatırımcının, bir yılın ardından tekrar pozisyon değiştirme durumunda her 100 dolarını 137 dolara çıkarma imkânı doğdu. Merkez Bankası politika faizi Mart 2021-Şubat 2023 arasında yüzde 19’dan yüzde 8,5’e kadar düşürülmüş, yeni yönetimin iş başına geldiği haziran ayına kadar bu düzeyde kalmış ancak piyasa faizleri ile ayrışmıştı. Haziran başında göreve gelen yeni ekonomi yönetimi baskılı faiz politikasına son vererek ilk artırımı 23 Haziran’da yaptı ve politika faizini yüzde 15’e çıkardı. Aylar itibarıyla devam eden artırımlarla bu yıl martta yüzde 50’ye kadar yükseltilen söz konusu faiz oranı 8 aydır ise sabit tutuluyor.
Mevduatın son bir yıldaki getirisi
Yeni yönetim göreve geldiğinde bankacılık sektörü ortalamasında mevduatın vadelere göre yüzde 23,5-37,9 arasında değişen yıllık basit faiz oranları da politika faizi paralelinde yükselişe geçti. Merkez Bankası’nın haftalık bazda açıkladığı verilere göre mevduat faizleri halen kısa vadede yüzde 60’a, uzun vadelerde yüzde 50’ye dayandı. Ancak yıllık getiri hesabı için baz oluşturan 24 Kasım 2023 itibarıyla mevduat faizleri bir ay vadede yüzde 38,81, üç ay vadede yüzde 40,07, altı ay vadede yüzde 46,47 ve bir yıl vadede yüzde 40,83 olmuştu. Bu oranlara göre o tarihte bankaya yatırılan ve vade yenileme dönemlerinde geçerli faiz ve stopaj oranları üzerinden düzenli olarak bir ay vadeli mevduatta çevrilen birikimler son bir yılda bileşik bazda net yüzde 58,4, üç ay vadede çevrilen fonlar yüzde 63,6, altı ay vadede tutulan hesaplar yüzde 57 ve bir yıl vadede tutulan birikimler yüzde 40,8 getiri sağladı.
Ekim sonu itibarıyla yüzde 48,58 olan yıllık enflasyon baz alındığında mevduatın altı aya kadar olan vadelerde yüzde 5-10 arasında reel getiri sağladığı görülüyor. Kasım sonu itibarıyla yıllık bazda enflasyonun daha da düşük çıkacağı varsayılırsa mevduatta daha da yüksek bir reel getiri bulunuyor.
Dolar bazında getiri
Merkez Bankası döviz alış kurlarına göre son bir yılda dolar/TL paritesi ise 28,74’ten 34,45’e yükseldi. Buna göre son bir yılda dolarda TL’ye karşı değerlenme yüzde 19,9’la enflasyonun çok altında kaldı ve dolar yatırımcısı reel bazda ciddi oranda zarara uğradı.
Geçen yıl bu tarihlerde dolar bozdurularak elde edilen 1 milyon TL ile açılan mevduat hesabı son bir yılda sürekli bir ay vade ile çevrildiği varsayılırsa 1 milyon 584 bin liraya, üç ay vade ile çevrildiyse 1 milyon 636,5 bin liraya, altı ay vade ile çevrildiyse 1 milyon 57 bin liraya ulaştı. Geçen yıl bu tarihlerde açılan bir yıl vadeli mevduat da vade bitiminde faiz getirisi ile birlikte 1 milyon 408 bin liraya ulaştı.
Yatırımcı tekrar dolar alırsa…
Bir yıl önce 34 bin 795 dolar 1 milyon TL ediyordu. Bu tutarda dolar bozdurarak elindeki 1 milyon lirayı bir ay vadeli TL mevduatta çeviren bir tasarruf sahibi, bir yılın sonunda faiz getirisi ile birlikte elde ettiği birikimle yeniden dolar almak isterse 45 bin 940 dolar, üç ay vadelide çevirenler 47 bin 687 dolar, altı ay vadelide çevirenler 45 bin 505 dolar ve bir yıl vadeli mevduatta tutan yatırımcılar 40 bin 421 dolar satın alabiliyor. Böylece bir yıl önce bozdurularak TL mevduata yatırılmış olan her 100 dolar bir ay vadeli ile çevrildiyse 132 dolara, üç ay vadelide değerlendirildiyse 137 dolara, altı ay vadelide çevrildiyse 131 dolara, bir yıl vadelide tutulmuşsa 116 dolara çıkmış oluyor.
Faiz inerse kurlar yükselir mi?
Politika faizini en son mart ayında yüzde 50’ye çıkaran Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, dün yaptığı aylık toplantısında da sabit tutma kararı aldı. Böylece Banka, üst üste sekiz aydır politika faizini aynı düzeyde tutmuş oldu. Ancak karar metninde yer alan olası “maliye politikasının katkısı”na ilişkin vurgu, ekonomi çevrelerinde kasım ayı enflasyonunun düşük gelmesi durumunda aralıkta faiz indirimine gidilebileceği şeklinde yorumlandı. Aralık ayından itibaren faiz indirimi sürecinin başlaması durumunda bunun, özellikle son bir yılda revaçta olan mevduat başta TL cinsi finansal araçların cazibesini azaltması bekleniyor. Bu da yatırımcıların döviz varlıklarına yönelmesine etki edecek bir faktörü oluşturuyor. Döviz talebinin hissedilir şekilde artması durumunda ise son bir yılda reel olarak gerileyen dolar/TL kurunun yükselme olasılığı gündeme geliyor. Yatırım araçları arasındaki fırsat maliyetini değiştiren faiz düşüşünün, altına yönelik yatırımcı ilgisini de artırması bekleniyor. Mevduat faizleri düştüğünde, yatırımcılar birikimlerini faiz getiren enstrümanlardan çekip, değer saklama aracı olarak altına yatırabiliyor.
Faizlerin düşük veya sabit kalması, şirketlerin borçlanma maliyetlerini de sabit tutarak kârlılık beklentilerini artırdığı için, yatırımcılarda risk alarak Borsa’ya yönelmeyi teşvik ediyor. Bu nedenle faizlerde düşüş süreci başlaması durumunda, Borsa’da yükseliş trendi yaşanabileceği belirtiliyor.