İstanbul’da OSB’ler güvenli asıl tehlike pasajlarda

Nurdoğan ARSLAN ERGÜN

30 bini çok riskli olmak üzere toplam 90 bin riskli bina bulunan İstanbul’da, sadece konutlar değil bağımsız sanayi tesisleri, ofisler ve özellikle de pasajlar büyük risk altında. 8 organize sanayi bölgesi (OSB) bulunan kentte, OSB’lerdeki endüstriyel ve ticari yapıların biraz daha sağlam olduğuna dikkat çekilirken, riskli işyeri envanterinin olmaması kafaları karıştırıyor.

Türkiye ticaret hacminin yüzde 55’ini gerçekleştiren İstanbul’da hemen her semtte irili-ufaklı ve birçoğu 100 yıllık pasajlar bulunuyor. TESK verilerine göre İstanbul’da bulunan 241 bin esnaf ve 250 bin işyerinin önemli bir bölümü bu pasajlarda faaliyet yürütüyor. Konut olarak kullanılan binaların altındaki fırın, manav, terzi gibi dükkanlar da dahil edildiğinde tehlike daha da büyüyor. İstanbul Ticaret Odası’na (İTO) kayıtlı firma sayısı ise 800 bin. Bunlarla ilgili de henüz detaylı bir envanter çalışması bulunmuyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) alınan açıklamada ise, “Konut altında ticaret olan birimler inceleniyor ama tamamen ticaret odaklı yapılar çalışmamızda değerlendirilmiyor” denildi.

Bağımsız sanayinin yüzde 80’i risk altında

Bunun yanında Bağcılar, Yenibosna, Zeytinburnu gibi birinci derece deprem bölgelerindeki bağımsız sanayi yapıları da büyük risk altında. İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) İstanbul Valiliği ile geçen dönem yaptığı çalışmaya göre, Bağcılar, Güngören, Esenler, Ümraniye ve Zeytinburnu ilçelerinde sanayi tesislerinin yaklaşık yüzde 80’i, 2000 yılı öncesinde inşa edilmiş. İstanbul’daki sanayi tesislerinin depreme dayanıklılık durumunu ortaya çıkaracak bir envanter çalışması bulunmasa da en az yüzde 80’inin risk altında olduğu bir gerçek. Bu nedenle de kentsel dönüşüm planlamasına küçük işyerleri ve sanayi tesislerinin de dahil edilmesi gerekiyor. Meclis konuşmasında dönüşüm ve yeniden inşanın bir görev olduğu bilinciyle hareket edilmesi gerektiğine işaret eden İTO Başkanı Şekip Avdagiç, “Güvenli konutların yanı sıra güvenli fabrikalar inşa etmek zorundayız. Konutlar için ortaya konulan yenileme prosedürlerini mutlaka fabrikalar, işyerleri, çarşılar, AVM’ler için de öngörmeliyiz” diyor.

Örnekleme ile acil müdahale yapılsın

OSB gibi endüstrinin organize edildiği, altyapının düzenlendiği bölgelerdeki sanayi tesislerinin nispeten daha sağlam olduğunu söyleyen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Yüksel, Yüksel, bu yapıların incelenmesinin de daha sistematik olduğunu belirtti. Yüksel, “Ama konut maksatlı üretilip sonradan kötü revizyonla üretim hattına dönüştürülmüş binlerce bina var. Asıl tehlike bunlarda. Yapının kullanım amacından farklılaştırılarak üretim alanına dönüştürülmesi durumunda yapılan değişiklikler bina güvenliğini de bozuyor” dedi. İstanbul’daki çoğu işyerinin şehrin içine karıştığına dikkat çeken Yüksel, binlerce binanın tek tek incelenmesinin çok uzun zaman alacağına vurgu yaparak örnekleme yöntemine işaret etti. Prof. Dr. Yüksel’e göre, süreci hızlandırma adına benzer tipolojiyi temsil eden örnekler üzerinde güncel incelemeler yapılarak elde edilen sonuçlar diğer binalara aktarılıp pratik yöntemler izlenmeli. Yüksel, “Konut yapılarında olduğu gibi İstanbul’da acilen sanayi tipi, ticari tip yapıların belli bir sıra ile deprem güvenliklerinin gözden geçirilip müdahale edilmesi gerekiyor” vurgusu yaptı.

Endüstri ve ticari yapılardaki kullanım amacına uygun kriterlere göre inşa edilmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Ercan Yüksel, şöyle devam etti: “Üretim için milyon dolarlık makine parkı kuruluyor. Ama onu koruyan üst yapı amacına uygun yapılmamış ya da özensiz yapılmış. Bir afette bina hasar alınca o makineler de kullanılamaz hale geliyor. Milyon dolarlık makineler alıyoruz ama onu daha az tutan inşaat maliyetine kurban ediyoruz. Deprem bölgesine yaptığımız iki önemli ziyarette bunları gördük. Son depremin gece olması nedeniyle işyerlerinde can kaybı olmadı ama binadaki hasardan dolayı alttaki üniteler kullanılamaz hale geldi.”

Sanayi için bölgesel merkez önerisi

Şehirlerin yeniden inşasının 1-2 haftada verilebilecek bir karar olmadığını söyleyen Yüksek Şehir Plancısı Murat Hakan Mutlu, özellikle İstanbul’da sanayi ve işyerlerinin yeniden ele alınması gerektiğini belirtti. Mutlu, “İstanbul’a artık sanayi, teknoloji adı ne olursa olsun yeni yatırıma izin verilmemeli. Hatta bölge planlaması yapılarak mevcut tesislerin de taşınması gündeme alınmalı. Bu bölge planlarını da Bakan ya da milletvekili değil işin uzmanları hazırlamalı. Mesela Ankara deprem için daha güvenli bir lokasyon. Ankara gibi bölgeler seçilmeli” dedi.

Kapalıçarşı depreme hazırlanıyor

Son yaşanan depremlerde Hatay ve Kahramanmaraş’ta tarihi çarşıların yıkılması İstanbul’da gözleri Kapalıçarşı’ya çevirdi. 562 yıllık Kapalıçarşı geçmiş dönemlerde de yıkılma tehlikesiyle gündeme gelmişti. Tek katlı çarşının tonoz yapısının güçlü olduğunu söyleyen Kapalıçarşı Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kurtulmuş, yapıdaki bazı sorunların son yapılan restorasyondaki uygulamalarla iyileştirilmeye başlandığını aktardı. Kurtulmuş, şu bilgileri verdi: “2020 yılında başlayan restorasyon çalışmasında deprem güçlendirmesi konusu da ele alınıp Bilim Kurulu’nun da yönlendirmesi ile enjeksiyon, mikro kazıkla zemin iyileştirme, tonozlardaki ağır çatlaklar karbon fiber ile güçlendirme gibi uygulamalar yapıldı. Kapalıçarşı içerisinde hanlarla birlikte yaklaşık 2 bin 500 adet dükkan ticaret yapıyor. 40 bin metrekare üzerine kurulu bir yapı olan Kapalıçarşı’nın 22 tane de kapısı var. Tarihi yerler için ilk acil eylem planı olacak projeyi AFAD’ la birlikte iki yıldır Çarşımızın için hazırlıyoruz. Bu planın yazılımında, hazırlıklarında sona yaklaştık. Bu acil eylem planında çıkış kapıları, toplanma alanlar belirlenmekte olup, çarşı içindeki güvenlik ekibine eğitim verilmekte ve esnaf da konu hakkında bilgilendiriliyor.”

Başa dön tuşu