Saraciye sektörü ihracata ve nitelikli iş gücüne odaklanacak

Temelleri 15. yüzyılda atılan ve Türkiye’nin en köklü sektörlerinden biri olan saraciye sektörünü en kapsamlı düzeyde temsil eden Saraciye Sanayicileri Derneği (SSD), yeni dönem için hazırlıklara başladı. İstanbul Sanayi Odası Meclis Üyesi, Saraciye Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve başkan adayı Hasan Süren, Aralık ayında sonuçlanacak seçim sürecinin ardından gelecek yıl için hedeflerin hızla hayata geçirileceğini belirtti. Sektörün öncelikle ele alacağı başlıklardan birinin nitelikli iş gücü sorunu olacağını ifade eden Süren, “Sektörümüz için en büyük sorunların başında yetişmiş çalışan sorunu geliyor. EYT ile birlikte firmalar nitelikli elemanlarını da kaybetti. Bu bağlamda öncelik vereceğimiz konuların başında eğitim gelecek. Rekabet avantajını korumak için nitelikli iş gücü yetiştirmemiz şart.” yorumunu yaptı. Yaklaşık 15 yıldır SSD’nin yönetiminde olduğunu belirten Süren verdiği mesajlarda, sektörün 2024 yılına çok daha planlı gireceğini ve ihracatın da 2023 yılına göre artış göstereceğini kaydetti.

Dünyada saraciye sektörünün 150 milyar dolarlık bir potansiyeli olduğunu belirten Hasan Süren, “Saraciye ürünleri dendiğinde akla öncelikle günlük hayatımızda sıkça kullandığımız çanta, cüzdan, kemer gibi ürünler geliyor. Ancak eyerden, saat ve telefon kılıfına kadar yaklaşık 50 çeşit ürün saraciye sektörü tarafından üretiliyor. Fatih Sultan Mehmet zamanına dayanan bir sektörümüz var; bu anlamda Türkiye’de en köklü sektörlerden biriyiz. Louis Vuitton, Prada, Apple ve Patek Philippe’e kadar çok sayıda dünyaca ünlü markaya ürün tedarik ediyoruz. Bu anlamda saraciye sektörümüz, dünyada en bilinen sektörler arasında ilk 2’de ya da ilk 3’te yer alıyor. Apple için ürettiğimiz telefon ve tablet kılıfları Avrupa, Amerika ve Asya gibi farklı pazarlara ihraç ediliyor. Türkiye’den çıkan bir çanta Avrupa’da, Amerika’da, Asya’da kullanılıyor. Dünyanın çantası Türkiye’de üretiliyor. 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. 2022’de ihracatımız 320 milyon dolar oldu. Bu yıl ise yüzde 11’lik düşüş yaşadık. 2023 bir istisnaydı, daha planlı şekilde 2024’e gireceğiz. Bu anlamda 2024, 2023’ten çok daha iyi geçecek.” dedi.

 “Yeni kurulacak OSB ihracatımızı olumlu etkileyecek”

İhracattaki düşüşün en önemli nedeni olarak fiyat baskısı, yüksek enflasyon ve düşük kuru gösteren Süren, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sektörümüzde yaklaşık 3 bin firma var ve firmalarımızın minimum yüzde 40’ı ihracat yapıyor. Bu sayının artması için çok önemli bir çaba sarf ediyoruz ve 2024 yılında en önemli hedeflerimizden biri ihracat yapan şirket sayını artırmak yönünde olacak. İlk 11 ayda ihracatımız 250 milyon dolar oldu; toplam ihracatımızın 150 milyon dolarlık kısmını ise çanta oluşturdu. En çok ihracat yaptığımız ikinci ürün ise kemer oldu. Avrupa ülkeleri artık ürünlerde ‘Made in Italy’, ‘Made in France’ etiketini daha çok görmek istiyor. Üyelerimiz de rekabeti zorlaştıracak olan bu durumu, o ülkelerde ofis açarak pozitif bir duruma çevirmeye çalışıyor ve bu başarılı sonuçlar da doğuruyor. Ticaret Bakanlığı’nın da bu adımları desteklemesi ihracatımız açısından son derece kıymetli. Sektörün ihracat iştahı çok yüksek. Yeşil OSB’ler konusunda Ticaret Bakanlığı’yla yer tahsisi için görüşmelerimiz devam ediyor. 2024 yılında sonuçlanacak sürecin, ihracatımızı olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyoruz.”

 “Türkiye küresel markalar için büyük karlılık getiren önemli bir ülke. Ancak son dönemde yüksek enflasyon, artan hammadde ve üretim maliyetleri nedeniyle sektörümüz için birtakım zorluklar da baş göstermeye başladı” diyen Süren, “Özellikle bu yılın ikinci çeyreği itibarıyla Mısır, Hindistan, Çin ve Tayvan gibi ülkelere de ilginin yöneldiğini görüyoruz. Fiyat tutturamamak ve finansmana erişim bizim için en büyük mücadele alanı. Finansmana kolay erişim olmaması ve faizler, yeni yatırımların yapılamaması konusunda en büyük etken. Bu anlamda ihracatçıya daha uygun oranlarla kredi sağlanması gerektiğini düşünüyoruz. Sektör önlem olarak yeni yatırım yapmamaya çalışıyor.” açıklamasında bulundu.

 Konya’da Selçuk Üniversitesi’nin ayakkabı ve saraciye tasarımı üzerine eğitim verdiğini, İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) çatısı altında ise İstanbul’da meslek lisesi düzeyinde istihdamı artıracak çalışmalara imza atıldığını ifade eden Süren, “Tüm bu eğitimler hem tasarımı hem de üretim tekniklerini geliştirmeyi amaçlıyor.  Gençlerin de artık algısının değiştiğini gözlemliyoruz. Dünyanın en zenginleri arasında yer alan Louis Vuitton, Christian Dior ve Tiffany’nin sahibi olan lüks eşya devi LVMH’nin Başkanı Arnault’nun çanta üreticisi olması gençlerim çok ilgisini çekiyor ve sektöre karşı bakış açısını pozitif etkiliyor. Sadece sektörün değil; kamunun da desteğiyle nitelikli çalışan sorununun orta-uzun vadede çözüleceğine inanıyoruz. Ülke genelinde bu anlamda yürütülen çalışmaları yaygınlaştırmamız lazım.” diye konuştu. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) için ise “Bizi ilerleyen dönemde mutlaka etkileyecek” diyen Hasan Süren, Yeşil OSB’ler sayesinde global markaların ilgisinin Türkiye’ye çekilebileceğini söyledi.  

 

Başa dön tuşu