Bildiğiniz üzere çoğunlukla iş dünyası üzerine yazıyorum. İlgi alanım şirketler, strateji, yönetim konuları. Siyaseti ortalama bir vatandaş gibi medyadan takip ediyorum. Ancak işim gereği günlük politikadan ziyade, siyasi partilerin yönetim yapıları ve stratejileri dikkatimi çekiyor. Ülkemizdeki siyasi partilerin birer organizasyon olarak politika üretmede reaktif olduklarını yani gündem oluşturmaktan ziyade, gündeme göre pozisyon aldıklarını gözlemliyorum. Siyaset, liderler ve onların söylemleri üzerine karşılıklı alınan pozisyonlar üzerinden yapılan ve kimse lütfen kusura bakmasın ancak tekdüze bir iş haline gelmiş gözüküyor.
Oysa siyaset ve siyasetçi topluma umut vermeli, bir vizyon ortaya koymalı. Bu noktada elbette ortaya bazı gelecek hedefleri koyanlar var, ancak bunlar genellikle kendi kitlelerine hoş gözükecek kısa vadeli hedeflerden oluşuyor. Bunların nasıl gerçekleştirileceği ile ilgili de yeterli bilgi paylaşılmadığından, birkaç gün konuşulup unutuluyor. Herkes kısa vadeli atışmaları tercih ediyor. İşin en önemli kısmı ise, bu gelecek hedefleri yenilikçi ve heyecan verici gözükmüyor.
Siyasi partilerde iki önemli konu: inovasyon ve risk yönetimi
Burada tüm siyasi partilerde ortak bir eksiklik olarak, parti teşkilatları içinde inovasyon ve risk yönetimi üzerine çalışan, uzun vadeli vizyonlar, hedefler ve programlar üreten, kısa vadede ise “proaktif” olarak gündemi oluşturan ya da rakiplerce oluşturulmakta olan gündeme yönelik partinin stratejik risklerini yönetmesi için yol gösterecek merkezler olmadığını görüyorum. Her ne kadar ARGE, strateji geliştirme veya bilim adı altında bazı görevler, birimler ya da platformlar olsa da burada belirttiğim kapsam ve yaklaşımda birer inovasyon ve risk yönetimi merkezleri bulunmuyor.
Bugün gerek iş dünyasında gerekse de devlet yönetiminde, inovasyon ve risk yönetimi konuları başarının temel koşulları haline geldi. Birisi, yenilikçilik ile farklılaşmayı ve müşterilerin/vatandaşların memnuniyetini sağlarken, diğeri karşı karşıya kalınabilecek sorunları erken teşhis edip önlemeyi sağlıyor. Yani işler krize dönmeden, meseleleri en iyi şekilde çözüme kavuşturmayı mümkün hale getiriyor.
Bu işler hayal değil, teknoloji ile hayata geçirilebilir
Siyasi partilerin milyonlarca üyeleri ve ilçe ve hatta mahalle bazında bile örgütlenmeleri mevcut. Türkiye’nin dört bir yanından, tüm bölge ve şehirlerinden bu kadar insanın olduğu bir yerde, doğru yönetim, teknolojik altyapı ve süreçler ile inovasyona yönelik harika fikirler elde edilebileceğini düşünüyorum. Ayrıca siyasi partiler ülkede en önemli insan kaynağına yani gençlere sahipler. Müthiş bir büyük veriye sahipler. Yapay zeka ve dijital dönüşüm ile başarabilecekleri şeylerin neredeyse sınırı yok. Bu tür bir merkez kurarak, bu merkezi yapay zeka, büyük veri ve iş zekası uygulamaları ile destekleyerek, muazzam işler başarabilirler. Müthiş yeniliklere imza atabilirler.
Türkiye’nin dört bir yanında milyonlarca insanın sadece akıllı telefonlarından parti politikalarına katkı sağlayabilecek, önemli sorunları çözecek veya ihtiyaçları karşılamaya yönelik iyi fikirleri iletebildikleri ve bu fikirlerin yine teşkilatların kendi içlerinde değerlendirildiği ve hızla projelendirilerek hayata geçirildiği bir yapı düşünün. Her parti teşkilatının kendi sosyal medyasına sahip olabildiğini, insanları buraya çekerek, fikir üretimi ve paylaşımı için bu platformları kullanabildiklerini düşünün. İyi fikir ve projeler için, bu projelerde görev alanlar ve bunları finanse edenler için ödül programları olduğunu düşünün. İnsanları, bilhassa da Y ve Z kuşaklarını siyasete çekmekte bundan daha iyi bir yol olabilir mi?
Diğer taraftan, aynı üyeler ve teşkilatların, aynı sistem üzerinden mahalleden ilçeye, ilçeden ile ve ilden merkeze karşı karşıya olunan siyasi riskleri raporladıkları ve bu risklere merkez ile birlikte hızlı çözümler geliştirdikleri ve aksiyon aldıklarını düşünün. Siyasi partilerin proaktif bir tarz ile risklerini yönettikleri ve tek yumruk olarak reaksiyon verebildiklerini hayal edin. Ne kadar inanılmaz bir güç olurdu değil mi?
Son olarak, bu merkezde çalışan tüm bu sistem ve süreçleri izleyen, koordine eden, iletişimi sağlayan teknolojiye hakim bir ekip düşünün. Burada farklı disiplinlerden, farklı kuşaklardan insanlar takımlar halinde ülkenin dört bir yanından gelen fikirleri ve önerileri hayata geçirmek için süzüyor, değerlendiriyor, projelendiriyor ve tamamlıyor. Yine gelen riskleri yönetmek için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlıyor. Her gün, her hafta lidere gündem değiştirecek, gündemi belirleyecek doneler sağlıyor. Sokak siyasetini, stratejik boyuta taşıyor. Böyle bir ekibin ne kadar fark yaratacağını düşünün. Sosyal medya trolleri yerine böyle bir ekip gerçek bir fark yaratmaz mı?
Oyları %5- %6 kadar artırmak mümkün
Böyle bir merkezin kurulması, bugünün teknolojileri dahilinde mümkün. Sadece sistem ve süreçleri doğru tasarlamak gerekiyor. Biraz kararlılık, insan katılımı ve mali yatırım ile en fazla 1 ay içinde böyle bir merkezi hayata geçirmek mümkün. Böyle bir merkezin ve ürettiği inovasyonların ve yönettiği risklerin siyasi performansı etkileme gücü yüksek olacaktır. Bu seçimleri bilemem ama böyle bir yapıyı kuran siyasi partilerin bir sonraki seçimde oy oranlarını %5 hatta %6 artırabileceğini düşünüyorum.
Bugün siyasi partilere baktığımızda yönetim, organizasyon, teknoloji ve inovasyon alanlarında şirketlerin, bankaların, hatta kamu idarelerinin dahi çok gerisinde olduklarını görüyorum. Oysa bu yapılar öncü olmalı, çevik olmalı, en son teknolojileri kullanabilmeli. Topluma bir vizyon sunabilmek için önde koşar vaziyette olmalı. İnovasyon yapmalı, strateji üretmeli, riskleri proaktif yönetmeli.
Siyasi partilerin kendilerini bir check-up tan geçirmeleri, yukarıda belirttiğim önerileri hayata geçirmek için yönetsel ve sistemsel çalışmaları planlamaları gerekiyor. Ben siyasette en büyük eksiği burada görüyorum. Kendi alanım çerçevesinde bir katkı yapmak istedim, zira ülkemiz iktidarı ile, muhalefeti ile siyasi partilerimizin vizyonları dahilinde ilerleyecek. Umarım yazımız siyasetteki değerli karar vericilere bir şekilde ulaşır. Konuyla ilgili görüş ve önerilerinizi iletmenizi çok isterim.
Tüm kıymetli okuyucularımıza iyi pazarlar diliyorum.
